18 Temmuz 2016 Pazartesi

Cunku ben agzi aci biberle yakilan cocuk olmadim

Ben hiç ağzı acı biberle yakılan çocuk olmadım.
Hep iyi çocuk eğilimli bi birey gibi davrandım.Belki sende oylesindir.Belki yalnızca annen sana öyle öğretmiştir.
Ama benim annem bana sorgulamayı da öğretti bilir misin?
Neden diye sordum.
Neden böyleydi.
İlkokulun çoğu gunlerini hatırlamam ama bi kaç ani kalmış hafızamda.
İbrahim hocamiz şöyle demişti.
"Dünyanın en zor sorusudur *neden?* kelimesi"
O zaman daha bi anlamistim nedeni,niçin i. .
Neden kaybettiğimi,neden mutlu olduğumu,neden mutluluklardan sonra mutsuzluklarin tren vagonlari gibi geldiğini.oysa ben o zaman böyle dusunuyordum çocuk aklimla.
Ama daha sonradan farkına vardim ki mutsuzluk da mutluluk da vardı dünyada.ikisinden biriydi bizim yaşadığımız.
Kısmi zamanlarda boşluğa düştüğümu ogrenmedigim zamanlari saymazsak . .

Bir insani bilmedigin zamanlar daha mi güzel oluyordu.?.
Tanıyınca büyüsü mu kaçıyordu?
Ben bunları ogrenmek istiyorum.
Ya da aslında begendigimiz bedenlere hayallerimizi yukleme sekli miydi bu.


Daha bir çok sorum var.Çok ugrastiriyor kafami.Mesai yaptırıyor.Mesele en ufagindan sırtımdan vuran rüzgar yarın boynumu tutar mi?
Benim gibi hisseden başkaları da var mi?
Zamanı kısıtlı insanlarin,sevgiden kacmalarina sebep olan ne?
Hayallerinin içinde (benim)olamamanin sebebi ne?
Neden dünyamda değilsin?
Neden ben bunun için çaba gostermenin gereksizligine inaniyorum artık?


Ya da boşver.
Cunku hepimizin bahaneleri var
Hadi şimdi basladigim noktaya geri dönüp kufredesim var.
Çünkü ben ağzı acı biberle yakılan çocuk olmadım.
E bu saatten sonra da yakmazlar herhalde.
İyi çocuk egilimli olmayi da bıraktım.
Hoşçakal. .


19.07.2016
00:35
cer.y

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder